بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ ١٩

Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!

– Diyanet İşleri

ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ ٢٠

Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!

– Diyanet İşleri

ثُمَّ نَظَرَ ٢١

Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ ٢٢

Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ ٢٣

(23-24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.”

– Diyanet İşleri

فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ ٢٤

(23-24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.”

– Diyanet İşleri

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ ٢٥

“Bu, ancak insan sözüdür.”

– Diyanet İşleri

سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ ٢٦

Ben onu “Sekar”a (cehenneme) sokacağım.

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ ٢٧

Sekar’ın ne olduğunu sen ne bileceksin?

– Diyanet İşleri

لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ ٢٨

Geride bir şey koymaz, bırakmaz.

– Diyanet İşleri

لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ ٢٩

Derileri kavurur.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu